Ulusal Süt Konseyi (USK), 1 Ağustos 2017 – 28 Şubat 2018 dönemi için çiğ sütte tavsiye niteliğindeki referans fiyatı 1.3 TL’ye yükseltti. Çiğ süt fiyatı Ocak-Haziran 2017 döneminde 1.21 TL olarak uygulanmıştı.
Ulusal Süt Konseyi (USK) Yönetim Kurulu, 30 Haziran 2017 tarihinde gerçekleştirdiği toplantıda, çiğ süt için tavsiye niteliğinde yeni referans fiyatı belirledi.
Yeni referans fiyat
Buna göre, 1 Ağustos 2017-28 Şubat 2018 dönemi için çiğ süt referans litre fiyatı 1,3 liraya yükseltildi. Çiğ süt fiyatı, Ocak-Haziran 2017 döneminde 1.21 TL olarak uygulanmıştı.
Bir önceki kararında kalite kriterine göre fiyat belirleyen USK Yönetim Kurulu, bu kez de belirlenen fiyat için kriteri minimum yüzde 3,6 yağ, minimum yüzde 3,2 protein olarak belirledi.
Sektör temsilcilerinin kararı
Alınan kararı Anadolu Ajansı’na değerlendiren USK Başkanı Harun Çallı, süt üretimi maliyetlerinin önceki döneme göre yükseldiğini, yeni fiyat konusunda üreticilerle sanayicilerin mutabık kaldıklarını bildirdi. Çallı, 1 litre çiğ sütün üreticiye maliyetinin 1,08 lira olarak hesaplandığını belirterek, yeni fiyatın uygun bir seviyede oluştuğunu dile getirdi.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın fiyat belirlenmesinde bir müdahalesinin olmadığını, ancak ortak bir noktada buluşulması için tavsiyede bulunduğunu anlatan Çallı, geçen dönem üretici satış fiyatının referans olarak belirtilen 1,21 liranın altında kalmadığını, bazı sütlerin kalitesine ve yağ oranına göre daha yüksek fiyattan satıldığını ifade etti.
Et ve Süt Kurumunun (ESK) ihtiyaç fazlası sütün değerlendirilmesi için piyasaya müdahalede bulunduğuna dikkati çeken Harun Çallı, “ESK’nın bu müdahalelerine önümüzdeki dönemde de devam edeceğini düşünüyoruz. Bunun bizce de sürmesi gerekiyor, ürettiğimiz sütü tüketemiyoruz.” dedi.
İhracata acil destek talebi
Fiyat belirlenmesi aşamasında üreticiden alınan sütün kalitesine de bazı kriterler getirdiklerini vurgulayan USK Başkanı Çallı, önceki döneme göre sütteki yağ ve protein miktarlarında 0,1 puanlık artışa gittiklerini, çiğ sütün minimum yağ değerinin yüzde 3,6, minimum protein değerinin de 3,2 olmasını kararlaştırdıklarını bildirdi. Çallı, sütün kalitesini yavaş yavaş AB kriterlerine yaklaştırmaya çalıştıklarını belirterek, şöyle devam etti:
“Ekonomi Bakanlığından süt ve süt ürünleri ihracatıyla ilgili acil destek bekliyoruz. ESK’nın aldığı fazla sütleri yurt dışına katma değerli ürünler olarak yollamak Türkiye için faydalı olacaktır. Bunlar şu anda süt tozu olarak ihraç ediliyor. Yöresel ürünlerimizi mamul olarak daha fazla ihraç edebilirsek hem sektörümüz hem de Türkiye kazanacaktır. İhracatı artırabilirsek ESK’nın da piyasa regülasyonuna gerek kalmaz.
Şu anda AB’ye süt ihracatı için 8 firma akredite olmuş durumda. AB’ye süt ve süt ürünleri ihracatı yapılıyor ancak Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının diğer firmalara AB onayı verilmesi için çalışmalar yürütmesi gerekiyor. Ayrıca Türk süt sektörü, Rusya AB’den süt ürünleri alımını kestiğinde bu ülkeye ciddi anlamda ihracat yaptı ve yapmaya devam ediyor ancak onaylı firmaların çoğalması gerekiyor.”
Çallı, Çin’e süt ve süt ürünü ihracatı yapmayı istediklerini, bu konuda Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının teknik düzeydeki çalışmalarını hızlı ve kararlı bir şekilde tamamlaması gerektiğini söyledi.
“Fiyat beklenen seviyede oluştu”
Türkiye Süt Üreticileri Merkez Birliği (TSÜMB) Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Salih Okumuş da belirlenen fiyatın beklenen bir seviyede oluştuğunu belirterek, “Fiyat yükseliş eğiliminde olmasına rağmen yeterli değil. Üreticiler olarak maliyeti hesaplarken emeğimizi katmıyoruz. Emeğimizin karşılığını alabilmemiz için Bakanlığımızın süte verdiği destek kalemini azaltarak, miktarlarını artırmasını istiyoruz. Süt desteklenirse buzağı da erkek dana da olur. Süt sanayisiyle aynı gemideyiz fakat şu anda emeğimizi aldığımız bir pozisyonda değiliz. Sadece maliyetlerimizi karşılayacak bir fiyat oluşumu gerçekleşti.” diye konuştu.
Süt hayvanlarına iyi bakılırsa ve işletme zarar etmezse Türkiye’deki et sorununun da çözüleceğini vurgulayan Okumuş, “Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının ESK aracılığıyla piyasaya müdahalede bulunması bizi ziyadesiyle memnun ediyor. Bakanlığın bu desteğini sürdürmesini istiyoruz. ESK’nın süt alımları üreticiler için çok faydalı.” ifadelerini kullandı.
Bu dönemde mevsimsel olarak süt üretiminin azalacağına işaret eden Okumuş, Şubat’a kadar süt üretiminin düşük seviyelerde kalacağını, ancak doğumlar başladıktan sonra süt arzının da artacağını bildirdi.
Okumuş, sütü fazlalaştırmak için değil, kalitesini artırmak için çalıştıklarını belirterek, “Emeğimizi alamadığımız durumlarda süt ineğimiz kesime gidiyor. Bu da hayvancılığın geleceğini kötü etkileyecektir. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının desteklerinin devam etmesini istiyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
“Krize rağmen süt fiyatları düşmedi”
USK’nın kararına bir değerlendirme de Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) Başkanı Tarık Tezel’den geldi. Geçen iki yılda gerek ülkemizde gerekse uluslararası süt piyasalarında ciddi bir kriz yaşandığına dikkat çeken Tezel, şöyle devam etti:
“Bu kriz sırasında uluslararası piyasalarda -çeşitli ülkelerde farklılık göstermekle beraber- 2015 yılının ortalarından itibaren 2016 yılının sonuna kadar, çiğ süt fiyatları ortalama % 60 oranında geriledi.
Uluslararası piyasalardaki bu duruma rağmen, gerek Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından alınan tedbirler ve ortaya konulan uygulamalar, gerekse sektörün özverisi ile bu dönem içinde Türkiye’de çiğ süt fiyatları düşmedi. Bununla birlikte üreticimizin de bu dönemde ciddi bir fedakarlığa katlandığı açık. Hayvan yetiştiriciliğinin zorluklarının yanı sıra girdi maliyetlerindeki artışlar, elbette üreticimizi de sıkıntıya soktu.
Bu sıkıntıyı bir nebze olsun gidermek için 2016 yılının sonunda bir iyileşme sağlanarak çiğ sütün litre fiyatı yüzde 5 oranında artış ile 115 kuruştan 121 kuruşa yükseltildi. Yanı sıra 2016 yılının başında Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı da yemde KDV’nin düşürülmesi, ESK tarafından uygulanan piyasa düzenleme modeli, USK fiyatlarının uygulanmasında gösterilen titizlik gibi, krizin tüm sektör paydaşları açısından selametle aşılması için çok etkin politikalar yürüttü. Bu sayede üreticisi, süt sanayicisi, yem sanayicisi ve hatta besicisiyle sektör ve kamu yönetimi bu zor dönemi en iyi koşullarda aşmaya çalışıyor.
Bugün ise bir taraftan yem girdi maliyetlerinin düşürülmesi için gümrük vergilerinde yapılan indirimlerle, diğer taraftan USK’nın belirlediği çiğ süt fiyatıyla üreticimiz bir nebze daha nefes alacak. Girdiğimiz hasat döneminde kaba yem maliyetlerinde beklenen iyileşmeyi de göz ardı etmemek gerekir. Öte yandan piyasada hala sürmekte olan talep sıkıntısını aşabilecek ihracat tedbirlerinin uygulanmasında bugüne kadar olduğu gibi bakanlığımızın yaratacağı yeni modelleri ve desteklemeleri de sektör olarak beklemekteyiz.”
Tarık Tezel, yeni çiğ süt fiyatının, sektörün tüm paydaşlarına hayırlı olmasını diledi.
(22)