Yılın ilk dokuz aylık döneminde kanatlı eti ve ürünlerinin ihracatında yaşanan daralma nedeniyle, kanatlı sektörü sıkıntı yaşıyor.
Türkiye’nin kanatlı eti ve ürünleri ihracatı Ocak-Eylül 2016 döneminde yüzde 26 oranında düştü. Söz konusu dönemde, kanatlı eti ve ürünlerinde ihracat 343,1 milyon dolardan 254 milyon dolara, yumurta ve yumurta ürünlerinde 204,7 milyon dolardan 188 milyon dolara geriledi.
İhracatta daralma nedeniyle Eylül ayında tavuk eti üretimi bir önceki aya göre yüzde 27,4, geçen yılın aynı ayına göre de yüzde 5,7 gerileyerek 127 bin 595 tona indi. Ocak-Eylül döneminde ise tavuk eti üretiminde yüzde 1,8 düşüş yaşandı.
“Kanatlı sektöründe ihtiyacın üzerinde kapasite var”
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yaptığı yazılı açıklamada, ihracatta yaşanan tıkanmanın tavuk eti üretimini vurduğunu bildirdi.
Kanatlı eti ve ürünlerinde Ocak-Eylül döneminde ihracatın 343,1 milyon dolardan 254 milyon dolara gerilemesinin, üreticinin üretimi azaltmasına yol açtığını vurgulayan Bayraktar, ihracatın 2014-2015 döneminde de 651 milyon dolardan 436,8 milyon dolara indiğini açıkladı.
Yıllık bazda kanatlı eti ve ürünlerinde 2013 yılında 607,9 milyon dolar olan ihracatın, 2014 yılında 651 milyon dolara yükseldikten sonra 2015 yılında ise 436,8 milyon dolara indiğini kaydeden Bayraktar, “İhracatın azaldığı, üretimin gerilediği tavuk eti üreticilerimiz zor durumdadır. İhracattaki tıkanmanın üretimi vurduğu görülmektedir” dedi.
Yumurta ihracatının yüzde 71’inin, kanatlı eti ve ürünleri ihracatımızın ise yüzde 62’sinin Irak’a yapıldığı belirten Bayraktar, bu pazarda yaşanan olumsuzluğun, sektörde ciddi sıkıntılar yarattığını ifade etti.
Kanatlı sektöründe 334 damızlık ve kuluçkahane, 8 bin 908 ticari etlik, 1072 ticari yumurtacı olmak üzere, toplam 10 bin 314 işletmenin, 16 bin 755 kümeste üretim yaptığı bilgisini veren Bayraktar, sektörde üretici, çiftçi, esnaf, ilaç, yem, yan sanayi, nakliye, pazarlama dahil yaklaşık 500 bin kişi istihdam edildiğini, 2 milyon kişinin de buradan geçimini sağladığına dikkati çekti. Bayraktar, şöyle devam etti:
“Ülkemizde sektör; dünyadaki son teknolojiyi en iyi kullanan sektörlerinin başında gelmektedir. Ülke içi tüketim belli noktalara ulaşmıştır. Sektörün kapasitesi ülke ihtiyacının çok üzerindedir. İhracattaki tıkanmalar sektörü zor durumda bırakmaktadır. Yaraları sarabilmemiz için yeni bir ihracat stratejisi belirlenmelidir. İhracat yapmak ve bu ihracatı sürekli artırmak zorundayız. Dünyada çok büyük miktarlarda kanatlı eti ve kanatlı ürünleri, yumurta ve yumurta ürünleri, süt ürünleri talebi var. Bu talep değerlendirilmeli, başta Ortadoğu olmak üzere yakın pazarlara yoğunlaşılmalı, mevcut pazarlarda pazar payını artırıcı tedbirler alınmalıdır.
Kanatlı eti ve kanatlı ürünleri, yumurta ve yumurta ürünlerinde, Suudi Arabistan ve Ortadoğu’ya ihracat mutlaka artırılmalı; ihracatta Afrika ülkeleri, Gürcistan gibi ülkelerde de pazar payımızı artırıcı destekler hayata geçirilmelidir. Rusya ile düzelen ilişkilerin bu ülkeye yönelik kanatlı ürünleri ve yumurta ihracatını artırmasını bekliyoruz. Bu pazarlara özel teşviklerle daha fazla açılmalıyız. Bunun dışında Çin’in tavuk ayağı ihracatımıza uyguladığı kısıtlamaların kaldırılması yönündeki girişimlerin sonuçlandırılması ve buraya tekrar ihracatın sağlanabilmesi, Japonya ile yapılan görüşmelerin de tamamlanarak bu ülkeye ihracatın sağlanması sektör açısından önemlidir. Avrupa Birliği hala çiğ tavuk ihracatımıza yasak uygulamaktadır. Bu konuda da aradaki pürüzlerin kaldırılmasına ve somut adımların atılmasına ihtiyaç vardır.”
“Kümesler rehabilite edilmeli”
Kanatlı sektörünün her geçen gün büyüdüğünü, bunun da yeni yatırımları beraberinde getirdiğini vurgulayan Bayraktar, şöyle devam etti:
“Sektörde yeni yatırımlardan ziyade mevcut kümeslerin rehabilite edilmesi gerekir.
Bunun dışında; yeni pazarlar elde etme, mevcut pazarlarda kalıcı olabilme ve pazar payını büyütebilme açısından devletin desteğine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu yönde çalışmalar ve planlamalar yapılması elzemdir.
Üreticiyi yemde dışa bağımlılıktan kurtaracak, ucuza yem teminini sağlayacak destekler hayata geçirilmelidir.
Özellikle yumurtada arz/talebi dikkate alarak üretim planlaması yapılmalıdır.
Sektördeki örgütlenme desteklenmelidir.
Kuş gribinin her zaman risk oluşturduğu düşünülerek, mücadele tavizsiz sürdürülmelidir.
Seralar için yapılan enerji tarife düzenlemesi kümesler için de uygulanmalı, bu üreticilerimizin de indirimli tarifeden elektrik almaları sağlanmalıdır.”
(6)