Saxo Bank’ın dünyaca tanınmış analistlerinden John Hardy, Japonya Merkez Bankası’nın son toplantısının ardından, Çin’in durumunu değerlendirdi. Çin Renbinmisi’nin, Yen, Euro veya Dolar’dan daha fazla ilgiyi hak ettiğini bildiren Hardy, gelecek dönemde yatırımcıların bütün dikkatini Çin parası üzerinde toplamaları gerektiğini kaydetti.
Online yatırım bankacılığı uzmanı Saxo Bank’ın FX Strateji Müdürü John Hardy, Çin’in durumunu değerlendirdiği açıklamasında, Japonya Merkez Bankası’nın eylemsizliğinin ve enflasyon hedefini ertelemesinin, geçen hafta FX piyasalarını sarstığına dikkat çekerek, “Geçen haftaki Japonya Merkez Bankası toplantısı piyasalara bir şok dalgası gönderdi. Japonya Merkez Bankası sadece çoğu kimsenin öngördüğü gibi varlık alımlarına katkıda bulunmamakla kalmadı, bunun da ötesinde bankanın %2 enflasyon hedefini yakalamayı beklediği zaman dilimini de geciktirdi” dedi.
Yen’in diğer bütün dövizlerden daha güçlü şekilde sarsıldığını ve USDJPY’nin global finansal krizden beri, en büyük bir günlük kayıptan sonra- 18 ayın en düşük seviyesini gördüğünü söyleyen ünlü analist, sözlerini şöyle sürdürdü: “Japonya Merkez Bankası’nın bu hareketi ile piyasalar, merkez bankalarının mevcut paradigma içindeki, ‘negatif faiz oranları zararlıdır ve parasal genişleme üzerinden varlık alımları pratikteki sınırlarına ulaşmıştır’ şeklinde özetlenebilecek politika ipinin sonuna geldikleri fikrine tutundu. Bir başka deyişle, büyük JPY hareketi, merkez bankalarının politika sınırlamalarını ilgi odağı haline getirdi.”
ABD Doları bir kriz yaşıyor
Ünlü analist, ABD Dolarının bir kriz yaşadığına vurgu yaparak tabloyu şöyle özetledi: “Avrupa Merkez Bankası’nın büyük ölçüde Japonya Merkez Bankası ile aynı çıkmazda olduğu, hâlâ muazzam parasal genişleme alımları ve negatif faiz oranları ile sarp politika kayalığının üzerine gittiği, ama bunun sonunda artık deflasyon risklerinden uzaklaşmak için zayıflayan bir kur görmediği düşüncesiyle, geçtiğimiz hafta Euro, 2015 Ocak ayından beri ABD Doları’na karşı en yüksek hafta sonu seviyesinden kapandı.
Bu arada, ABD Merkez Bankası’nın Mart’taki son derecede güvercin Federal Açık Pazar Komitesi toplantısında, faiz oranlarını daha da artırarak ABD Doları’nı güçlendirme tehdidi ile dünya ekonomisini istikrarsızlaştırma riskini almaktansa ABD ekonomisini aşırı sıcak şekilde sürdürmeyi yeğlediğini açıklaması nedeniyle ABD Doları bir kriz yaşıyor.”
İstikrarsızlaşma riskinin büyük kısmının, ABD Doları’na karşı keskin bir devalüasyon tehdidinin piyasaları son dokuz ayda iki kez bunalıma soktuğu Çin üzerinde odaklandığına da dikkat çeken John Hardy, “FED’in şansına, o tarihte ABD ekonomisi ilk çeyrekte çok zayıftı” dedi.
Çin parasının zayıflaması spekülatörleri hayal kırıklığına uğratıyor
Çin parasının sadece ABD Doları’na karşı da değil, genelde hızla zayıflamaya devam ettiğini belirten ünlü analist, bunun Çin’de ve başka yerlerde, bahislerini bir Renminbi devalüasyonuna yatıran spekülatörler ordusunu hayal kırıklığına uğrattığını söyledi.
“Bunun yerine Renminbi, özellikle Asya’da, bu yıl diğer dövizlere karşı çok zayıfken bile aşırı zayıf ABD Doları’na karşı marjinal olarak daha güçlü ilerledi” diyen Hardy, sözlerine şöyle devam etti: “Bunun nedeni güvercin tavırlı FED’in, Çin Renminbisi’nin yanı sıra neredeyse bütün gelişmekte olan piyasaların dövizlerine büyük bir rahatlama yükselmesi sağlaması oldu. Örneğin Malezya Ringgit’i bile Renminbi’ye göre bu yıl hemen hemen Japon Yeni kadar güçlenerek neredeyse %10 yükseldi.
Fakat politika cephesi, bu nefes alma evresini uygun yapısal ayarlamalar yapmak ve ürkütücü borç birikimiyle daha verimli şekilde uğraşmak için kullanmak yerine, Çin’i köşeye sıkıştırmak derdinde. Çin ise köşeye sıkıştırıldığında, GSYİH büyümesini sağlamak için, eski yöntemlere yatırıma başvurarak ekonomisini büyük kredi enjeksiyonları ile ikiye katladı.”
Çin gökdelenlerle birlikte borçlarını da yükseltti
Çin’in devasa borçlarına da dikkat çeken John Hardy, bu konuda da şunları söyledi: “Avustralya’lı Macquarie Bankası Çin’in toplam borcunun GSYİH’nın %350’si gibi ürkütücü bir düzeyde olduğunu hesaplıyor. Bu rakam, 2008’den beri GSYİH’nın dudak uçuklatan ve eşi görülmemiş bir yüzdesi kadar ve çoğunluğu devlet işletmeleri tarafından yapılan bir borç birikimi.Bir başka hesaplamayla, yaklaşık 35 trilyon ABD doları yapıyor. Kredilerin yaklaşık %10’unun ödenmeyen krediler olduğu bir kredi döngüsünde, bu 3,5 trilyon $ Çin’in toplam FX ihtiyat akçesi havuzunda sahip olduğundan daha fazla batık kredi anlamına geliyor.
Çin’in sistemi likidite ile boğması Renminbi’nin zayıflaması üzerinde Daninha fazla baskı oluşturuyor; ABD FOMC’nin Mart’ta sağladığı zayıf ABD doları etkisi ve Avrupa ve Japonya Merkez Bankaları’nın beyhude politikalarının çok yakında tükeneceği ana fikriyle, ilerleyen aylarda bütün dikkatimiz Çin parası üzerinde olmalı.
GIDAHATTI DERGİSİNİ ÜCRETSİZ İNDİRİN
(9)